Arama sonuçları
339 items found for ""
- Beyin ve bağırsak ilişkisi ve entegratif tedaviler
Beyin ve bağırsak ilişkisi ve entegratif tedaviler Ana sayfa > Sağlıklı yaşam > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Beyin-bağırsak bağlantısının anatomisi 2. Stres ve olumsuz duyguların bağırsak üzerindeki etkileri 3. GI beslenme konusunda beden-zihin yaklaşımı ve diğer yaklaşımlar 20. yüzyılda tıbbın, beden sistemini daha iyi anlamak için vücudu farklı bölümlere ayırması isabetli bir adım oldu. Bununla birlikte, bugün giderek, vücudun farklı sistemlerinin birbirine bağlı olduğunu ve tamamen izole edilemediğinin farkına varıyoruz. Beyin bağırsak bağlantısı bu fenomenin çok önemli bir örneğidir. İlgili kurumlar Amerikan Hastanesi - Fonksiyonel tıp PSİ TSF İlgili diğer yazılar Yaşlı yakınınızın evde refakata ihtiyacı var mı? Fonksiyonel tıp nedir? Tazelenme Üniversitesi Beyin-bağırsak bağlantısının anatomisi Beyin ve bağırsak arasındaki bağlantı tam olarak nedir? Beyin, sempatik (“savaş ya da kaç”) sinir sistemi ve parasempatik (“dinlenme ve sindirim”) sinir sistemi yoluyla sindirim veya gastrointestinal (GI) sisteme sinyal gönderir. Bu iki girişten gelen sinyallerin dengesi, gıdanın sindirim sisteminden geçme hızını, besinlerin emilimini, sindirim sularının salgılanmasını ve sindirim sistemindeki iltihaplanma seviyesini etkileyebilir. Sindirim sistemi ayrıca GI kanalının içinde ve çevresinde yaklaşık 100 milyon sinir hücresinden oluşan kendi sinir sistemi olan enterik sinir sistemine sahiptir. Enterik sinir sistemi sempatik ve parasempatik sinir sistemlerinden girdi alır ancak bunlardan bağımsız olarak da işlev görebilir. Enterik sinir sistemi de milyonlarca bağışıklık hücresi ile yakından bağlantılıdır. Bu hücreler sindirim sistemini araştırır ve midenin şişkin olup olmadığı veya GI yolunda enfeksiyon olup olmadığı veya kan akışının yetersiz olup olmadığı gibi bilgileri beyne geri aktarır. Böylece, beyin ve GI sistemi her iki yönde birbiriyle iletişim kurar. Stres ve olumsuz duyguların bağırsak üzerindeki etkileri Bu güçlü beyin-bağırsak bağlantısı nedeniyle, stres ve anksiyete, üzüntü, depresyon, korku ve öfke gibi çeşitli olumsuz duygular GI sistemini etkileyebilir. Bu tetikleyiciler, GI yolunun hareketlerini ve içindeki içeriği hızlandırabilir veya yavaşlatabilir; sindirim sistemini şişkinlik ve diğer ağrı sinyallerine aşırı duyarlı hale getirmek; bakterilerin bağırsak astarını geçmesini ve bağışıklık sistemini etkinleştirmesini kolaylaştırır; bağırsaktaki iltihabı arttırmak; ve bağırsak mikrobiyotasını (bağırsakta bulunan bakteri türlerini) değiştirebilir. Bu nedenle stres ve güçlü duygular, enflamatuar bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit), irritabl bağırsak sendromu (IBS), gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) ve gıda alerjileri ve duyarlılıkları gibi çeşitli GI durumlarına katkıda bulunabilir veya bu durumları kötüleştirebilir. GI sistemindeki negatif değişiklikler daha sonra beyne geri beslenerek kısır bir döngü yaratabilir. Örneğin, son araştırma bulguları bağırsak iltihabının ve bağırsak mikrobiyomundaki değişikliklerin vücutta derin etkileri olabileceğini ve yorgunluğa, kardiyovasküler hastalığa ve depresyona yol açabildiğini göstermektedir. GI beslenme konusunda beden-zihin yaklaşımı ve diğer yaklaşımlar Bu güçlü zihin-beden / beyin-bağırsak bağlantısı göz önüne alındığında, meditasyon gibi zihin-beden egzersizlerinin, konsantrasyon çalışmalarının, nefes egzersizlerinin, yoganın ve bağırsaklara yönelik hipnoterapinin, GI semptomlarını iyileştirmede, ruh halini dengelemede ve kaygıyı azaltmada etkili oldukları gözlemlenmiştir. Bu gibi uygulamalar sempatik sinir sistemini nemlendirmekte, parasempatik yanıtı arttırmakta ve iltihabı azaltarak vücudun stres tepkisini azaltmaktadırlar. Yine son bulgular bizlere, bazı gıda türlerinin kimi hassas bireylerin bağırsaklarında spesifik reaksiyonları tetikleyebileceğini göstermekte. Bu durumlarda, belirli diyet izlemek, örneğin düşük FODMAP IBS için veya GERD için asidik gıdalardan kaçınmak, semptomların kontrol altına alınmasında yardımcı olabilmekte. Doğru bir diyet ayrıca bağırsak mikrobiyomunu da dengeleyebilir. Örneğin, az rafine karbonhidrat içeren ve çok az kırmızı et içeren veya hiç et içermeyen daha bitki bazlı bir diyet genellikle daha sağlıklı bir mikrobiyom sağlar. Böylesi bir diyet bağırsak iltihabını azalttığı gibi yorgunluk veya depresyon gibi sistemik semptomları ve kardiyovasküler hastalık riskini de azaltabilmektedir.
- Evde fizik tedavi kurumu seçimi
Evde fizik tedavi kurumu seçimi Evde sağlık > Ana sayfa > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Süreç nasıl işler? 2. Kurum seçimi Fizik tedavi belirli fizik egzersizlerinin bir fizyoterapist yardımıyla uygulandığı bir rehabilitasyon tedavisidir. Uygulanışının genelde tıbbi ekipman gerektirmemesi ya da gerektirse bile söz konusu ekipman taşınabilir nitelikli bir ekipman olduğundan bu tedavinin ev ortamında da kolayca gerçekleştirilmesini sağlar. Ancak tedaviyi başından sonuna kadar sağlıklı bir şekilde yürütmek için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bu yazıda bu noktaları netleştirmeye çalışacağız. İlgili kurumlar Romatem Marmara Evde Fizik Tedavi Evde Bakım Derneği İlgili diğer yazılar Evde fizik tedavi ve fizyoterapist hizmeti Dengenizi test etmenin basit bir yolu Orta ve İleri yaş grupları için etkinlik takvimi Süreç nasıl işler? Öncelikle hastanın muayene olması gerekmektedir. Doktor, muayene sonrası hastaya izlemesi gereken tedavi planını hazırlar. Burada önemli olan muayenenin evde mi yoksa sağlık kuruluşunda mı yapılacağının netleştirilmesidir. Türkiye’nin birçok şehirde evde fizik tedavi hizmeti veren sağlık kuruluşları bulunmaktadır. Bu hizmet sayesinde evinden çıkmakta zorlanan ya da yatalak kişiler ev ortamlarında tedavilerini görebilmektedirler. Evde alınacak bu tedavi hizmetini seçmeden önce anlaşılacak sağlık kuruluşu doktorunun muayene için evinize gelip gelemeyeceğini öğrenmek önemlidir. Evde fizik tedavi hizmeti verdiğini söyleyen birçok kurum vardır ama bunların yalnızca bazıları muayene için evinize doktorlarını gönderir. Kimi sağlık kurumları ise hem muayene için uzman doktor hem de tedavi için sağlık çalışanlarını evinize gönderecektir. Eğer zaten halihazırda muayene olduysanız ve elinizde doktor kaşeli bir tedavi planı bulunuyorsa evde tedavi hizmeti veren herhangi bir sağlık kurumuyla ya da serbest çalışan bir fizyoterapist ile anlaşabilirsiniz. Anlaşacağınız kurumun uzman terapisti tedavi süreci boyunca size ev ortamınızda eşlik edecek ve tedavinizin etkili bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Görüşme tarih ve saatlerini elbette birlikte belirleyebilirsiniz. Kurum seçimi Evde fizik tedavi hizmeti almak istediğinizde karşınıza birçok seçenek çıkacaktır çünkü Türkiye’nin birçok şehrinde bu hizmeti veren çokça sağlık kuruluşu vardır. İnternette yapacağınız basit bir arama bile karşınıza sayfalarca kurum getirecektir. Arama sonucu karşınıza gelen kurumları teker teker inceleyebilir ya da daha hızlı bir sonuç almak için Evdezinde’nin “profesyoneller butonunu” kullanabilirsiniz. “Profesyoneller butonu” sayesinde şehir bazında hangi kurumların evde fizik tedavi hizmeti verdiğini aynı ekranda kolayca görebilirsiniz. Facebook'ta paylaş
- Evde medikal yatak kullanmak iyi bir fikir mi?
Evde medikal yatak kullanmak iyi bir fikir mi? Evde sağlık > Ana sayfa > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Medikal yatağın hastaya faydası 2. Hasta bakıcısına faydası Bizi ya da bir yakınımızı yatağa bağlayan bir rahatsızlık söz konusuysa eve medikal bir hasta yatağı alıp almamayı düşünmemiz yerinde olacaktır. Ne yapmalıyız?Yatakta bir hayli vakit geçirileceği için enine boyuna düşünülmesi gereken bir soru bu. Tıbbi yatak ya da medikal yataklar sağlık kurumlarının kullanımına has üniteler değildir. Medikal yatağın avantajlarından evlerimizde de faydalanmak pekala mümkündür. Medikal bir yatak edinmenin hem hastanın kendisi hem de hasta bakıcısı için önemli avantajlar sağlayacağını aklımızda tutmamızda fayda var. İlgili kurumlar Medicalpark - İstanbul Engelsiz ürünler Artı Nefes Vakfı İlgili diğer yazılar Yatak banyosu Kaliteli bir uyku Can dostu, yol arkadaşı, refakatçi evcil hayvan Medikal yatağın hastaya faydası Evde medikal yatak kullanmak özellikle zamanının büyük kısmını yatakta geçiren hasta açısından birçok avantajı vardır. Tıbbi yataklar sıradan yatakların aksine hastanın ihtiyaçlarını çok daha kolay bir şekilde karşılayacaktır. Medikal hasta karyolasının yüksekliği modeline göre manüel ya da uzakta kumandayla ayarlanabilmektedir. Bu özellik hastanın yatağa girmesini ve yataktan çıkmasını bir hayli kolaylaştırmakta ama aynı zamanda kimi hastaların da, yatağı istedikleri yüksekliğe ayarlayabildikleri için, daha rahat uyumasını sağlamaktadır. Kimi insanların iyi uyuyabilmek için yataklarının yerden belirli bir yükseklikte olmasının gerektiğini unutmamak gerek. Tıbbi karyola ayrıca hastanın ihtiyacına göre zahmetsizce gövdesini doğrultamsını da sağlar. Bir şeyler okumak, televizyon izlemek ya da yemek yemek için hasta oturma pozisyonuna geçmek istediğinde tıbbi yatağın bu özelliği önemli bir destek sağlar. Bazı karyolalarda bacakları yukarıya kaldırmayı sağlayan bir mekanizma bulunur. Kan dolaşımı için bacaklarını yukarıya doğru kaldırmak isteyen hasta medikal yatak sayesinde bunu kolayca, yastık ya da başka bir nesneye gereksinim duymadan yapabilir. Mekanizmanın açısı ihtiyaca göre ayaralanabilmektedir. Tüm bu avantajlarının yanısıra medikal karyola kenarlarındaki bariyerler ya da korkuluklar sayesinde hastanın herhangi bir şekilde yataktan düşmesini engelleyerek güvenliğini de sağlamış olur. Örtülerin de kaymasını engelleyen bu bariyerler ayrıca hastaya yataktan kalkaren ve yatağa girerken tutunabileceği bir zemin sunduğundan hastaya denge konusunda da yardımcı olmaktadır. Uzaktan ya da kablolu kumandayla çalışan elektrikli tıbbi karyola hastaya hatırı sayılır bir otonomi sağlar. Hasta kumanda yardımıyla yatağının yüksekliğini, gövde pozisyonunu, açısını ve eğer modelde bulunuyorsa bacak açısını da dilediği gibi kolayca ayarlayabilir. Hasta bakıcısına faydası Evde medikal bir yatak bulunması hastaya olduğu kadar hastanın yakınlarının ve hasta bakıcısının da işini kolaylaştırır. Hastayı hasta karyolasından kaldırırken gereken efor hastayı sıradan, normal bir yataktan kaldırırken gereken efordan çok daha azdır. Medikal yatağın gövdeyi kaldırma mekanizması sayesinde hasta kolayca yataktan çıkabilmektedir. Bu ayrıca sırtın incinmesini de önlemektedir. Kimi hasta yataklarının yatağa istenen yönde eğim vermesini sağlayan bir mekanizması bulunmaktadır. Bu işlev sayesinde hasta bakıcı gerçekleştirmek istediği işlemi rahatça gerçekleştirebilmektedir. Ayrıca tıbbi yatakların tekerlekleri de büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Karyola kolayca istenen yere doğru yaklaştırılabilir. Facebook'ta paylaş
- İstanbul evde bakım ve sağlık hizmeti kurumları
İstanbul evde bakım ve sağlık hizmeti kurumları Evde sağlık > Ana sayfa > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Evde doktor muayenesi hizmeti veren kurumlar 2. Evde hemşire hizmeti veren kurumlar 3. Evde fizik tedavi hizmeti veren kurumlar 4. Evde bakım ve refakat hizmeti veren kurumlar 5. Evde psikiyatr ve psikolog hizmeti veren kurumlar İstanbul da evde doktor muayenesi, girişimsel hemşirelik hizmetleri, fizyoterapi, bakım, refakat ve psikolojik destek hizmetlerini evinize getiren birçok özel sağlık kuruluşu bulunuyor. Bu yazımızda kısaca bu kurumları verdikleri evde sağlık hizmetlerine göre sınıflandırmaya çalıştık. İlgili kurumlar Oksijen Tüpü Servisi Evde Ultrason & Röntgen Demans Dostu Toplum Derneği İlgili diğer yazılar Özel evde bakım ve sağlık hizmetleri ücretleri Bunamayı engelleyebilir ya da yavaşlatabilir miyiz? Demans hastaları için faydalı aktiviteler İstanbul'da evde doktor muayenesi hizmeti veren kurumlar Evde bakım ve sağlık hizmetleri kapsamında evde uzman doktor ve pratisyen hekim muayene hizmeti veren özel sağlık kuruluşlarından bazıları: Ahenk Laboratuvarı Aileden Biri Akademi Sağlık Evde Yara Bakımı Güven Sağlık Hizmetleri Melek Evde Bakım İstanbul'da evde doktor ziyareti ve muayenesi hizmetleri veren tüm kurumlar için tıklayın İstanbul'da evde hemşire hizmeti veren kurumlar Yara bakımı, pansuman, enjeksiyon, sonda uygulamaları gibi hemşirelik hizmetlerini evde veren sağlık kuruluşlarından bazıları: Acıbadem Mobil Ataşehir Şifa Delta Sağlık Evde Hemşire F&M Evde Bakım Hizmetleri İstanbul'da evde hemşirelik hizmetleri veren tüm kurumlar İstanbul'da evde fizik tedavi hizmeti veren kurumlar Fizik tedavi hizmetlerini de dilerseniz evinizde uzman fizyoterapistlerin eşliğinde seans olarak alabilirsiniz. İstanbul'da evde fizyoterapi hizmeti veren kurumların bazıları: Bia Sağlık Medical Center Life Mobil Marmara Evde Fizik Tedavi Medicalpark Evde İstanbul'da evde fizik tedavi hizmeti veren tüm kurumlar İstanbul'da evde bakım ve refakat hizmeti veren kurumlar Hastalık durumunda, ameliyat öncesi ya da sonrası evde bakım ve refakat hizmetleri kapsamında hasta bakımı, temizliği, doktorun çıkardığı tedavinin sürdürülmesinin sağlanması gibi çeşitli konularda destek olmak amacıyla evde bakım ve refakat hizmeti sunan sağlık kuruluşlarından bazıları: Hürmet Evde Bakım ICCERT Sağlık İstanbul Sağlık Kabini Medifar Sağlık Hizmetleri Medistate Kavacık Hastanesi Evde bakım ve refakat hizmeti veren tüm İstanbul kurumlar ı İstanbul'da evde psikiyatr ve psikolog hizmeti veren kurumlar Evden çıkılamayan durumlarda evde ya da online psikolog ve hatta psikiyatr hizmeti almak mümkün. İstanbul'da bu hizmetleri veren sağlık kuruluşlarından bazıları: Evepsikiyatrist Life Mobil Medistate Kavacık Hastanesi Temas+ Danışmanlık Facebook'ta paylaş
- Evde yaşlı bakım hizmeti nedir?
Evde yaşlı bakım hizmeti nedir? Evde sağlık > Ana sayfa > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Evde Yaşlı Bakım Hizmeti Nedir? 2. Evde Yaşlı Bakım Hizmetleri Neleri Kapsar? Evde yaşlı bakımı, yaşlı bireylerin sağlıkları ile ilgili ve günlük olarak gelişen ihtiyaçlarının alanında uzman kişiler tarafından özel bakım hizmetleri dahilinde sağlandığı bir profesyonel hizmet koludur. Evde yaşlı bakımının önemi çoğu durumda yaşlıların kendi bakımını gerektiği gibi yapamayacak hale gelmeleri, ilaç saati ve benzeri unutulmaması gereken unsurları unutmaya başlamaları ve günlük hayatlarını konforlu bir şekilde idame ettirebilmek için desteğe ihtiyaç duymalarından gelmektedir. İlgili kurumlar HomeCare Park Hayat Hastanesi Alzheimer Vakfı İlgili diğer yazılar İzmir şehrinde evde sağlık hizmetleri Lakto fermante turşu nedir? Yeni bir şey öğrenmeye açık olmak Evde Yaşlı Bakım Hizmeti Nedir? Toplumumuzda yaşlı nüfus gün geçtikçe artmaktadır. Buna bağlı olarak huzurevi , rehabilitasyon merkezi ve bakım evleri gibi kurumlara olan talep de artış göstermektedir. Bu durumda, aileleriyle veya kendi evlerinde yaşamakta olan yaşlıların imkanları dahilinde evde yaşlı bakım hizmetinden faydalanmaları kendileri adına da faydalı bir hizmet olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşlı bireylerde zaman geçtikçe artabilen bazı fiziksel, sosyal ya da ruhsal yetersizliklerin olması gayet doğal bir durumdur. Bu noktada, önemli olan ise yaşlı bireylerin toplumdan dışlanmadan bakımlarının sağlanması ve sağlık durumlarının her an kontrol altında tutulmasıdır. Özellikle evde yaşlı bakımı alanında uzmanlaşmış sağlık profesyonelleri yetiştiren programlar sayesinde günümüzde bu desteği işini severek ve bilinçli bir şekilde yapan bireylerden almak mümkün hale gelmiştir. Evde Yaşlı Bakım Hizmetleri Neleri Kapsar? Evde yaşlı bakım hizmetini sağlayacak profesyoneller, genel olarak günlük ya da yatılı yaşlı bakıcılığı şeklinde evinizdeki yaşlı bireyin tüm ihtiyaçlarıyla ilgilenecek kişilerdir. Bu noktada sertifikalı sağlık profesyonellerini tercih etmek hem yaşlı bireyin sağlığı için hem de kaliteli bir hizmet alabilmek için önemlidir. Sağlık çalışanının alanında tecrübeli olması ise bu zorlu ve dikkat verilerek yapılması gereken iş için önemli bir artıdır. Bu tanımlara uygun sağlık profesyonelleri, evde bakım hizmetleri kapsamında yaşlı bireylerin ruhsal, fiziksel ve sosyal bütün ihtiyaçları ile yakından ilgilenip bireyi rahat ettirmekle yükümlüdür. Bu noktada günlük hareket ihtiyacı, dışarı çıkma ihtiyacı, belirli bir diyete uygun beslenme ihtiyacı gibi önemli unsurlar göz önünde bulundurularak yaşlı birey ile gün boyu ilgilenilir. Evde yaşlı bakım hizmeti dahilinde, olası bir tedavi sonrası takip edilmesi gereken bir durum mevcut ise, bu tıbbi takibin yapılıp ilgilenen gereken kişilerin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra, yaşlı bireyin günlük hayatında hem herkesin başına gelebilecek hem de o bireyin kendi özel durumundan dolayı karşılaşabileceği riskli durumların en aza indirilmesi de evde yaşlı bakım hizmetinin önemli bir faydasıdır. evdezinde.com Facebook'ta paylaş
- Yatak banyosu
Yatak banyosu Evde sağlık > Ana sayfa > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Yatak içi banyo nedir? 2. Yöntemin faydaları 3. Hangi durumlarda uygulanır? Hastalık koşulları ne olursa olsun kişinin hijyeninin yapılması rahatlamak ama belki daha da önemlisi, sürekli yatakta yatıyor olmanın tetikleyebileceği kimi rahatsızlıkları önlemek adına önemlidir. Bu yazıda hareket kısıtlılığı olan kişilerin yararlanabileceği bir banyo uygulamasından söz edeceğiz. İlgili kurumlar Acıbadem Mobil Alzheimer Derneği Evde Bakım Derneği İlgili diğer yazılar Yatağa Bağımlı Hastanın / Saç Bakımı Müzik terapisi Yaşla birlikte edinilmesi gereken alışkanlıklar Yatakta banyo nedir? Yaşlılık ya da bir hastalık sonucunda hareket edemeyecek ve kişinin kendi hijyenik bakımını yapamayacak duruma gelmesi gerek hastanın kendisi gerekse hasta yakınları için zorlayıcı bir durumdur. Yatağa bağımlı hastanın bilincinin sağlıklı olması kendisini diğerleri için bir külfet olarak algılayabileceğinden durumu daha da zorlaştırıcı bir hale sokabilir. Ne var ki hastanın temizliğinin yapılması elzemdir. Yatağa bağımlı, hareket edemeyen hastaların hijyenik bakımı yatak içi banyo denilen yöntemle gerçekleştirilir. Bu yöntem uygulaması oldukça basit ve hasta konforu ve onurunun muhafazası açısından da en az bir o kadar yararlıdır. Yatak içi banyonun faydaları Yatakta banyo bir yandan hastanın rahatlayarak “yeniden” hissetmesini bir yandan da sözsüz de olsa yeniden iletişim içerisinde olduğundan yeniden yaşamla ilişki kurmasını sağlar. Bakım unutmayı sağlayan rahatlatıcı bir gevşeme getirir. Hasta kısa bir süreliğine de olsa hastalığından / hasta olma halinden uzaklaşır. Vücut bakımı hastada fiziksel, kassal ve manevi bir rahatlama hali yaratır. Yatak içi banyonun tıbbi faydaları da bulunmaktadır. Manevi ve fiziksel rahatlama faydasının yanı sıra yatağa bağımlı hasta bakımı oluşabilecek yaraların tetkik edilmesini ve bunlara bağlı olarak gelişebilecek yeni hastalıkların önlenmesini sağlar. Yatak banyosu hangi durumlarda uygundur? - Ağır enfeksiyon geçirilen - Vücudunun herhangi bir yerinde felç olan - Riskli ameliyatlar sonrası yatakta tedavinin sürdüğü - Yaşlılık - Yatağa bağımlı hastalık olan - Obezite olan durum ve vakalarda yatakta banyo uygulaması izlenebilir. Facebook'ta paylaş
- Yabancı dil demans ve alzheimer'ı önler mi?
Yabancı dil demans ve alzheimer'ı önler mi? Ana sayfa > Sağlıklı yaşam > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Kısaca demans nedir? 2. Beyin bir kas değildir 3. Zeka egzersizi demansı engellemiyor 4. Yabancı dil ve demans ilişkisi 5. Çok dillilik ve bilişsel araştırmalar Yabancı bir dil öğrenmenin demansa karşı iyi bir önlem olduğunu defalarca şurada burada duymuş ve okumuş olma olasılığınız yüksek. Demans, Alzheimer ın en yaygın türü olan kognitif yani bilişsel yetilerin yitimine verilen isimdir. Halihazırda demansın tam olarak nasıl ortaya çıktığı ve geliştiği bilinmediğinden önlem yöntemleri hakkında da kapsamlı bir bilgimiz bulunmamakta. Ancak kimi araştırmalarda yabancı dil öğrenmenin demansa karşı bir direnç oluşturacağına değiniliyor. İlgili kurumlar Bütünsel Sağlık Kliniği YAKINDA BURADA Hürmet Evde Bakım Tekerlekli Sandalye Dünyası İlgili diğer yazılar Demans hastasının giydirilmesi İleri yaşta fil hafızası Yeni bir şey öğrenmeye açık olmak Kısaca demans nedir? Konuya derinlemesine girmeden önce demans hakkında yaygın olan bir yanlış anlamı düzeltelim. Demans her şeyden önce normal yaşlanma sürecinin doğal bir parçası değildir. Yaşlı bireylerin bir çoğunda ne Alzheimer ne de demansın başka çeşidi görülür. Demansın sıradan unutkanlıkla alakalı olmadığını da belirtmeliyiz. İster genç olalım ister ileri yaşlarda zaman zaman kullanmak istediğimiz sözcüğü ya da yeni tanıştığımız birinin adını unutabiliriz. Oysa demans durumunda kişi akıl karışıklıkları ya da tanıdık mekanları yadırgamak gibi daha kapsamlı ve ciddi sorunlar yaşar. Bunu şu şekilde örneklendirebiliriz: AVM otoparkında aracımızı nereye parkettiğimizi hatırlamayabiliriz ve bu normaldir oysa arabamızın motorunun nasıl çalıştırıldığını unutmak başa bir hafıza durumunun ciddi bir göstergesi olarak algılanmalıdır. Beyin bir kas değildir Demansın önlenebileceği fikri beyni kasa benzetme eğiliminden kaynaklanmaktadır. Bilindiği üzere kaslarımız söz konusu olduğunda İngilizce “Use it or lose it” sözünden gelen “kullan ya da kaybet” yaygın olarak kullanılan bir deyiştir. Bu denklemden yola çıkarak beynimizi kullanma ya da kullanmama durumu için de benzer bir neden sonuç ilişkisi varsayımsal olarak kabul edilmiştir. Bu görüşe göre zihinsel anlamda sağlıklı kalmak için beynimizi yani zihnimizi kullanmamız gerekmektedir. Bu benzetme kulağa mantıklı gelse de bu doğru bir benzetme değildir çünkü beynimiz bir kas değildir. Kaslarımızın aksine beynimiz sürekli çalışmaktadır. Ayrıca kimi kas hücrelerinin yaşam süresi birkaç günlük olsa da beyin hücrelerinin yaşam süresi ömür boyudur. Üstelik araştırmalar yaşamımız boyunca yeni beyin hücreleri geliştirdiğimizi kanıtlamıştır. Zeka egzersizi demansı engellemiyor Pekala, madem beynimiz bir kas değil onu nasıl çalıştırabiliriz? Bilim bu soruya henüz kesin bir yanıt bulmuş değil. Basit bir “beynimizi geliştirme” google araması bugün karşımıza yüzlerce sonuç getirmektedir. “Zekanızı geliştirin, zeka oyunları gibi sözcüklerle yapacağımız bir arama karşımıza online akıl egzersizleri, oyunlar ve bilişsel yetilerimizi geliştirdiğini iddia eden türlü türlü program getirecektir. Oysa yine araştırmalar bu tür programların iddia ettikleri gibi bilişsel becerilerimizi değil ama programın kişiden istediği işlemi gerçekleştirme becerimizi geliştirdiğini kanıtlamışlardır. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgiye ulaşmak için dünyaca tanınmış “zihin egzersizleri” geliştiren Lumosity firmasının neden 2 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildiğine bakabilirsiniz. Kısacası zeka ya da zihin egzersizleri denen aktiviteler belirli bir beceride daha iyi performans göstermemizi sağlasalar da genel anlamda beyin becerilerimizi geliştirmemektedirler. Örnek vermek gerekirse sürekli olarak puzzle yapmak sizi daha iyi bir puzzle oyuncusuna dönüştürür ama bilişsel yetilerinizi kuvvetlendirmez. Yabancı dil ve demans ilişkisi Yabancı dil konuşmanın bilişsel faydaları genel olarak çift dilli kişilerle yürütülen çalışmalardan elde edilen bulgulardan kaynaklanmaktadır. Çift dillilik çocuğun annesinden bir dil babasından başka bir dil duyduğu ve öğrendiği duruma denir. Bunun kombinasyonları çeşitli olabilmektedir. Sözgelimi çocuk ebeveyinlerinden bir dil bulunduğu sosyal çevreden başka bir dil duyarak yetişir. Çift dillilik ayrıca yetişkin yaşlarda da mümkündür. Çok kültürlülük ve çok dillilik sanılanın aksine dünya üzerinde oldukça yaygın bir durumdur. Aslına bakarsanız, çok dilli insanların sayısı tek dilli insanların sayısından fazladır. Birçok ülkede yalnızca tek bir resmi dil bulunsa da sayısız ülkede birçok resmi dil bulunmaktadır. İsveç, Kanada, Belçika gibi Avrupa ülkeleri bir yana, Afrika'nın ve Arabistan'ın büyük çoğunluğunda birden fazla dil kullanılmaktadır. Kısacası çok kültürlülük ve çok dillilik dünya üzerinde yaygın durumlardır. Hafıza ve bilişsel yetiler konusunda da araştırmalar bu gibi kişilerin performanslarının daha iyi olduklarını vurgulamaktadırlar. Bunun basit bir nedeni vardır. Çok dilliler tek dillilere oranla algıda seçicilik ve “multitasking” yani aynı anda birçok işi yapma becerilerinde daha başarılıdırlar. Algıda seçicilik becerisi Stroop Testi denen testle ölçülebilmektedir. Bu testte kişiye kelimelerin yazılı anlamları değil ama renklerinin ne olduğu sorulur. “Stroop testi” araması yaparak siz de bu testi online olarak yapabilirsiniz. Okuma eylemini otomatik olarak gerçekleştirdiğimizden sözcüklerin kelime anlamını belirtmek sözcüğün hangi renkte yazıldığını belirtmekten daha kolaydır. Çok dilliler bu testte yine algıda seçim becerisinin ölçüldüğü diğer testlerde de daha yüksek performans sergilemektedirler. Çok dilliler ayrıca aynı anda birçok görev yapma konusunda da daha beceriklidirler. Bu durum çok dilli kişilerin daimi olarak dillerinden birini susturmak zorunda kalmaları ve istediklerinde diğerine dönebilmeleriyle ilişkilendirilebilir. Bu git gel süreci çok dilli kişilerin karmaşık talimatları takip edebilmeleri, kavram oluşturma ve yeni talimatlara geçebilme gibi bilişsel becerilerini genel anlamda geliştirmektedir. Ancak çok dilli olmanın her anlamda bilişsel beceriler açısından daha avantajlı olduğunu söylemek de doğru olmayacaktır. Araştırma sonuçları çok dilli kişilerin tek dillilere oranla daha zayıf bir kelime dağarcıkları olduğunu ve sözcükleri anımsama konusunda daha yavaş olduklarını göstermektedir. Ancak genel olarak baktığımızda çok dilli olmanın tek dill olmaya nazaran bilişsel ve dil yetileri anlamında daha avantajlı olduğunu söyleyebilmekteyiz. Çok dillilik ve bilişsel araştırmalar Çok dilli olmanın bilişsel anlamda birçok açıdan faydası olduğuna göre Alzheimer ve demans vakalarında da çok dilli kişi sayısının tek dillilere oranla daha az olması gerekmez mi? Bu soruya çekinmeden “evet” diyebiliriz zira yanıtımızı destekleyen bilimsel veriler de bulunmakta. Kanada York üniversitesinde hafıza kaybı sorunları bulunan 186 kişiyle yürütülen bir çalışmada deneklerin konuştukları dil sayılarına göre ayrılması sonucunda tek dilli kişilerin hafıza kaybı şikayetlerinin daha erken yaşlarda başladığını ortaya çıkartmış bulunmakta. Çalışmada çift dillilerin hafızayla ilişkili şikayetlerinin tek dilli deneklerin şikayetlerinden % 5.7 oranında yani ortalama 4 yıl sonra başladığı saptanıyor. Çalışmaya katılan tek dilli kişilerin eğitim sürelerinin çift dillilere oranla daha uzun olduğu da göz önünde bulunduğunda bu farkın çift dillilik mevhumundan kaynaklandığı savı kuvvetleniyor. Benzer sonuçlara ulaşılan bir diğer çalışmada ise çift dilli hastaların hafıza kaybını tek dilli hastalara oranla yaklaşık 4.5 yıl sonra yaşamaya başladıkları saptanıyor. Cinsiyet ve meslek gibi faktörlerin ayırt edici özelliği bulunmayan deneklerden oluşan bu çalışma da önceki çalışmanın bulgusunu doğrulamakta. Bilim insanları ayrıca, çok dilli olmanın, ikinci dil yetişkinlik döneminde öğrenilmiş olsa bile, kişiye ilerleyen yaşlarda bilişsel açıdan yarar sağlayacağını ileri sürmekte. Ancak burada önemli olan nokta iki dilin de aktif olarak kullanılması gerekliliği. Uzmanlar çok dillikten fayda görmek için iki dilin de etkin bir biçimde kullanılmaları gerektiğinin altını çiziyor. Ancak söz konusu çalışmalar ne kadar heyecan verici olurlarsa olsunlar henüz kesin olarak çift dilliliğin bilişsel beceriler açısından olumlu etkisinin nedenini ve nasılını yanıtlayabilmiş değiller. Araştırmaların geliştirilmesi ve bu iki grup arasındaki bilişsel süreç farklılıklarının nasıl ortaya çıktığının saptanması gerekmekte.
- Dengenizi test etmenin basit bir yolu
Dengenizi test etmenin basit bir yolu Ana sayfa > Sağlıklı yaşam > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Tek ayak testi 2. Test nasıl yapılıyor? 3. Performans ölçümü 4. Evde yapabileceğiniz basit bir denge egzersizi Evinizde kolaylıkla yapabileceğiniz bu test denge konusunda yaşınız da göz önünde bulundurulduğunda nasıl olduğunuza dair size aşağı yukarı bir fikir verecektir. Uygulaması kolay bu test sayesinde denge egzersizlerine başlamanız gerekip gerekmediğini aynı zamanda da bacak kuvvetlendirme antrenmanlarına ihtiyacınızın olup olmadığını kestirebilirsiniz. İlgili kurumlar Mentalup Çözüm Med Mobil Lift Art İlgili diğer yazılar Fizyoterapist Tai Chi Chuan ya da Qi gong yapmak 60 yaşından sonra sosyal yaşam Tek ayak testi Bu tek ayak denge testini iç mekanda, tercihen kendi evinizde yapmanız uygun olacaktır. Öncelikle ayakkabılarınızı çıkartın. Ayağınızda çorap olması şart değildir ama olsa da olur. Ama çoraplı olacaksanız kolay kaymayacak bir çorap olsun ki test sırasında zorlanmayasınız. Test nasıl yapılıyor? Kendinize bir duvar seçin aranızda yaklaşık bir metre kadar mesafe kalsın ve yüzünüzü duvara bakacak şekilde durun. Tek ayağınızı diziniz doksan derecelik bir açı oluşturacak şekilde kaldırın ve bu pozisyonda ne kadar kalabildiğinizin zamanını tutun. Test boyunca duvara odaklanın. Bakacağınız nokta göz hizasında olmalı. Eğer aktivitenin başında sendelerseniz, ayağınız yere değerse, doksan derecelik açı çok düşerse hareketi ve zaman tutumunu yeniden başlatın. Dengenizi yitirdiğinizde zaman sayımını durdurun, aktiviteyi iki defa daha tekrarlayın ve kronometrenin ortalamasını alın. Aynı faaliyeti diğer ayağınızın üzerindeyken de yine üç defa olacak şekilde tekrarlayın. Performans ölçümü Her iki ayak üzerinde de ortalamayı aldıktan sonra performansınızı yaştaşlarınızla kıyaslayarak değerlendirebilirsiniz. Gözler açık ve sabit tek ayak testinin ortalama sonuçları yaş dağılımlarına göre aşağıdaki gibidir: 18 - 39 yaş arası 43 saniye 40 - 49 yaş arası 40.3 saniye 50 - 59 yaş arası 37 saniye 60 - 69 yaş arası 26.9 saniye 70 - 79 yaş arası 15 saniye 80 ve üstü 6.2 saniye Bu ortalamaların da gösterdiği gibi sağlıklı yetişkinlerde bile yaşla birlikte tek bacak üzerinde dengede kalabilme yetisi azalmaktadır. Bu eğilim özellikle 50 yaşından itibaren belirginleşmektedir. İşte bu nedenle ileri yaşla birlikte bacak kuvvetlendirme ve denge alıştırmaları yapılması büyük önem taşımaktadır. Evde yapabileceğiniz basit bir denge egzersizi Bu egzersizde kayma riski daha fazla olacağından halı ya da yoga matı üzerinde ya da yalın ayaksanız kaymayacak bir zemin üzerinde durmanızda fayda olacaktır. Bardaklardan birini sol ayağınızın hafifçe uzağına diğerini de sağ ayağınızın yine hafifçe uzağına bırakın. Tek ayak testinde olduğu gibi sağ ayağınızı kaldırıp doksan derecede havada tutun, eğilerek sağ ayağınızın yanındaki bardağı alıp doğrulun ve yeniden eğilerek bardağı aldığınız yere bırakın. Bu alıp bırakma hareketi sırasında havadaki bacak bükümünüzün açısını bozmamaya ve yine havadaki ayağınızın herhangi bir yere temas etmemesine özen gösterin. Bu egzersiz düzenli olarak tekrarlamak bacakları ve ayak bileklerini çalıştırarak kuvvetlendirecektir.
- Fonksiyonel antreman
Fonksiyonel antreman Ana sayfa > Sağlıklı yaşam > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Yaşlılıkla fonksiyonel antremanın ilişkisi nedir? 2. Fonksiyonel antremanın faydaları nelerdir? 3. Denge egzersizleri 4. Direnç egzersizleri 5. Yaşlı bireyler fonksiyonel antreman sırasında ne gibi önlemler almalıdırlar? Fonksiyonel antrenman günlük fiziksel hareketleri taklit ederek yaşlı bireylerin formlarını ve enerjilerini kuvvetlendirmeye yarayan bir fiziksel hareket antreman yöntemidir. İlgili kurumlar Kefirdanem Ahenk Laboratuvarı Nart Lift İlgili diğer yazılar Evde doktor hizmeti nedir? Beyin ve bağırsak ilişkisi ve entegratif tedaviler 60 yaşından sonra sosyal yaşam Yaşlılıkla fonksiyonel antremanın ilişkisi nedir? Yaşlılıkla birlikte günlük hayatta daimi olarak ve kolayca yapılagelen hareketlerden bazıları artık eskisi kadar kolayca yapılamamaktadır. Bunun başlıca sebebi artroz denen kas kaybı ve bu durumun tetiklediği ağrılardır. Örneğin alışveriş torbalarını arabadan çıkartıp eve taşımak ardından da dolaplara yerleştirmek kollarda güç, bedende de asgari bir denge ve omuzlarda esneklik gerektirir. Yaşlı bireyler için fonksiyonel antrenman işte tam da denge, beden gücü, dayanıklılık ve tüm eklemlerin esnekliği ilkelerine odaklanmaktadır. Günlük yaşamda gerçekleştirilen birçok faaliyet bu fiziki becerilerin birlikte kullanılmalarını gerektirmektedir. Yaşlı bireyler dolayısıyla nesneleri çeşitli yüksekliklere kaldırabilmek için kollarının tüm kaslarını çalıştırmak ve bu kasları gereksinim duydukları hareketleri yapabilecek kondisyona getirmek durumundadırlar. Aynı zamanda düşmemek için denge ve esnekliğe de ihtiyaç duymaktadırlar. Fonksiyonel antremanın faydaları nelerdir? Yaşlı bireyler düzenli olarak yapacakları fonksiyonel antreman sayesinde - hareket becerilerini arttırarak bağımsızlıklarını güçlendirecek; - diyabet, kalp ve damar hastalık riskini azaltarak genel sağlık durumlarını iyileştirecek; - bilişsel yetilerini iyileştirerek daha açık bir zihne kavuşarak duygusal anlamda iç huzurlarını Denge egzersizleri Fonksiyonel denge egzersizleri yaşlı bireylerin düşme riskini önleme anlamında önemli bir rol oynayabilir. Amerikan Kemik ve Mineral Metabolizma tıp dergisinde yayınlanan sekiz ay boyunca fonksiyonel denge egzersizleri yapan yaşlı bireylerle yürütülen 2004 tarihli araştırma katılımcıların yalnızca onda 1,3 ünün dengeye bağlı bir nedenden ötürü düştüğünü saptadı. Mary Ann Christopher’ın yürüttüğü çalışmalar sonucu yetişkinlerin %70’inin evde, 65 yaş üzeri 1/3 erişkinin, 85 yaş üzeri 1/2 erişkinin düştüğünü ve her 17 saniyede bir düşme nedeniyle acil servise başvurulduğunu gösteren istatiki çalışması göz önüne alındığında onda 1,3 oranının olumlu anlamda oldukça manidar olduğu söylenebilir. Ayrıca aynı araştırmaya katılan ve denge egzersizleri yapmayan yaşlı katılımcıların onda dördünün düştüğünün de araştırma sonucuna eklendiğini belirtmekte fayda olacaktır. Dengeyi kuvvetlendirmek için örnek egzersiz: Geriye sayarak ağırlığın bir ayak parmaklarına bir topuklara geçirilme alıştırması. Fonksiyonel antremanda ayrıca yaşlı bireyler için denge yetisi tazeleme alıştırmaları da bulunmalıdır. Örneğin temkinli bir şekilde ileriye hamle yaparak bir nesneyi yakalama çalışması yine denge unsurunu güçlendirecek ve yaşlı bireyin düşme riskini azaltacaktır. Direnç egzersizleri Fonksiyonel antreman programı kapsamındaki direnç egzersizleri yaşlı bireylerin yaşam kalitelerini hatırı sayılır ölçüde arttırabilmektedir. Amerikan Health Promotion dergisinde yayımlanan 2011 mart tarihli bir araştırma günlük bazı hareketleri yapamayan yaşlı bireylerin dört aylık direnç egzersizi programından sonra işlevsel hareket yetilerini kayda değer oranda arttırdıklarını gözlemlemiştir. Fonksiyonel direnç egzersizleri ya bedenin kendi ağırlığından ya da hafif ağırlıklar, direnç bantları, tıbbi toplar ve antreman topları gibi malzemeleri kullanmaktadır. Antreman sürecinde yapılan hareketler oturma pozisyonundan kalkmak ya da hafif nesneleri baş hizasına kaldırma gibi günlük yaşamda yapılan hareketleri kopyalamalıdır. Yaşlı bireyler fonksiyonel antreman sırasında ne gibi önlemler almalıdırlar? Herhangi yeni bir fiziksel faaliyete başlarken olduğu gibi yaşlı bireylerin fonksiyonel antremana başlarken de alması gereken bazı önlemler vardır: • Yeni bir fonksiyonel antremana başlamadan önce doktora danışılmalıdır. • Antreman sırasında baş dönmesi, bulantı, nefes darlığı ya da göğüste ağrı belirirse derhal antreman durdurulmalı ve doktora danışılmalıdır. • Fonksiyonel antreman öncesi, sırasında ve sonrasında su kaybını önlemek için su içilmelidir. • Yaşlı bireyin kendini zorlamaması ve ihtiyaç hissettiğinde antremana ara vermesi gerekir. • Fonksyionel egzersizlere başlamadan önce beş on dakika boyunca ısınmayı ihmal etmemek gerekmektedir. • Düşme riskine karşı kaymayan tabanlı ayakkabılar tercih edilmelidir.
- Uykumuz da yaşlanıyor mu?
Uykumuz da yaşlanıyor mu? Ana sayfa > Sağlıklı yaşam > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Yaşlanmayla birlikte uykunun değişimi 2. İleri yaşlı yetişkinlerin kaç saat uyuması gerekir? 3. Uykumuz yaşla birlikte nasıl değişir? 4. Uyku problemleri yaşa bağlı değildir Kaliteli uyku konusunda hepimizin zorluk çektiği olmuştur. Basit ama etkili bir takım yöntemlerle, insomnia (uykusuzluk) ve yaşa bağlı diğer uyku problemlerinin önüne geçmek mümkündür. Uykumuzun yaş aldıkça nasıl değiştiğini anlamak, ileri yaşlarda karşı karşıya kaldığımız uyku problemlerini çözmek için atılması gereken ilk adımdır. İlgili kurumlar Fonksiyonel tıp kliniği Medipol Üniversite Hastanesi Akıllı Yuva İlgili diğer yazılar Evde medikal yatak kullanmak iyi bir fikir mi? Bitkisel takviyeler ne kadar yararlı? Bir kazan-kazan ilişkisi: yaşlı birey ve evcil hayvan Yaşlanmayla birlikte uykunun değişimi Yaş aldıkça uyku düzenimizde genellikle; daha erken saatlerde uykumuzun gelmesi, daha erken uyanmak ya da daha az derin uyku çekmek gibi doğal değişiklikleri deneyimleriz. Ancak bozulan uyku düzeni, sabahları yorgun uyanmak ve insomnianın diğer belirtileri, yaşlanma sürecinin normal birer parçaları değildir. Uyku, fiziksel ve duygusal sağlığımız için gençken olduğu kadar ileri yaşlarda da önemlidir. İyi bir gece uykusu; konsantrasyonu artırmaya ve hafıza oluşumunu iyileştirmeye yardımcı olur, vücudumuzun gün boyunca meydana gelen hücre hasarlarını onarmasına olanak sağlar, bağışıklık sistemini yeniler ve böylece hastalıklara karşı daha dirençli olmaya yarar sağlar. İyi uyuyamayan ileri yaştaki yetişkinler depresyon, dikkat ve hafıza problemleri, gündüz aşırı uykululu olma gibi olumsuzluklara daha açıktır. Yetersiz uyku ayrıca kadınlarda kardiyovasküler hastalık, diyabet, kilo sorunları ve meme kanseri riskinin artması da dahil olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Uyku kalitesini artırmak için, uyku problemlerinin altında yatan nedenleri anlamak önemlidir. Aşağıdaki ipuçları, yaşa bağlı uyku problemlerini tespit etmeye ve üstesinden gelinmesine, iyi bir gece uykusu alarak yaşam kalitesinin arttırılmasına yardımcı olabilir. İleri yaşlı yetişkinlerin kaç saat uyuması gerekir? Uyku gereksiniminin kişiden kişiye değişiklik göstermesiyle beraber, çoğu sağlıklı yetişkin için geceleri 7.5 ila 9 saat uyku idealdir. Bununla birlikte, belirlli bir saat sayısındansa, sabahları uyanınca nasıl, ne kadar dinlenmiş hissettiğimiz daha önemlidir. Çoğu zaman, dinlenememiş hissederek uyanmak ya da gün içinde yorgun hissetmek, gece yeteri kadar uyuyamadığımızın en iyi göstergeleridir. Uykumuz yaşla birlikte nasıl değişir? Yaş aldıkça vücudumuz daha düşük düzeyde büyüme homonu ürettiğinden, uyku döngüsündeki özellikle tazeleyici, dinçlendirici bölüm olan derin uyku evresinde bir azalma yaşarız. Bu durumda daha az melatonin üretiriz, bu da daha bölünmüş bir uyku ve gece boyunca daha sık uyanacağımız anlamına gelir. Bu yüzden bir çoğumuz “uykumuzun hafif olduğunu” düşünürüz. Ayrıca şunları da yaşıyor olabiliriz: • Akşama doğru daha erken saatlerde uyumak istemek ve sabahları daha erken uyanmak. • İhtiyaç duyduğumuz kadar uykumuzu alabilmek için gece yatakta daha uzun zaman harcamak zorunda kalmak ya da gün boyunca kestirerek ihtiyaç duyduğumuz uyku açığını telafi etmek zorunda kalmak Çoğu durumda bu tür uyku değişiklikleri normaldir ve uyku problemi göstergeleri değillerdir. Uyku problemleri yaşa bağlı değildir Zaman zaman uyku problemi yaşamak her yaşta olağandır. Ancak, eğer aşağıdaki belirtiler düzenli olarak görülüyorsa kişinin uyku bozukluğu yaşadığından bahsedilebilir. • yorgun hissedildiği halde uykuya dalmakta sorun yaşamak • uyanıldığında tekrar uykuya dalmakta sorun yaşamak • gün boyunca sinirli ya da uykulu hissetmek • hareketsiz otururken, televizyon izlerken ya da araba kullanırken uyanık kalmakta zorluk çekmek • gün içinde konsantrasyon problemi yaşamak • uyuyabilmek için uyku hapları ya da alkole ihtiyaç duymak • duyguları kontrol etmekte zorluk yaşamak
- Hafif kognitif bozukluk (HKB)
Hafif kognitif bozukluk (HKB) Evde sağlık > Ana sayfa > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. Hafif kognitif bozukluk nedir? 2. Hafif kognitif bozukluk teşhisi nasıl konur? Hafif kognitif bozukluk, yani kişinin motor becerelerindeki gerilemeyi, demansla karıştırmamak gerekir. Hafif kognitif bozukluk bilişsel yetilerin zayıflaması anlamına gelse de kişiye demans tanısı koymak için yeterli değildir. İlgili kurumlar evdepsikiyatrist.com PSİ Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği İlgili diğer yazılar Demans belirtileri nelerdir? Hafıza sorunlarıyla başa çıkmak Yeni bir şey öğrenmeye açık olmak Hafif kognitif bozukluk nedir? Hafif Kognitif Bozukluk durumunda normal yaşlanma sürecinde karşılaşılan dejenerasyonlardan daha fazlası mevcuttur ancak söz konusu bozukluk demans durumunda karşılaşılandan daha azdır. Başka bir deyişle HKB, demans durumuyla normal yaşlanma belirtilerinin arasında bulunmaktadır. HKB durumunda kişinin kognitif alanlarından en az birinde ölçülebilmesi kaydıyla bozukluk saptanması ve buna ek olarak hafızayla ilgili şikayetinin bulunması gerekmektedir. Kişinin etkilenen kognitif alanı ya da alanlarıyla ilişkili olarak HKB tanısı amnestik ya da amnestik olmayan HKB şeklinde konur. Hafif kognitif bozukluk teşhisi nasıl konur? Güncel veriler göz önüne alındığında amnestik tipli HKB vakasının alzheimer rahatsızlığıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. Bu nedenle HKB tanısı konan kişinin durumu takip sürecine alınır ve yılda bir değerlendirilir. Değerlendirmeler nöropsikolojik ve çeşitli testler yoluyla gerçekleştirilir. Değerlendirme sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için öncelikle herhangi bir yapısal yani morfolojik beyin rahatsızlığının olmadığından emin olmak adına manyetik rezonans görüntü incelemesi gerçekleştirilmelidir. Bu sayede hastanın hem serebrovasküler durumu hem de atrofi yani hücrenin boyut azalması ve yapı değişikliği olup olmadığı gözlemlenmiş olur. HKB tanısı konan hastaların tümü olmasa da büyük bir kısmının durumu demansa evrilme olasılığını taşımaktadır. Facebook'ta paylaş
- İleri yaş için direnç egzersizlerinin faydaları
İleri yaş için direnç egzersizlerinin faydaları Ana sayfa > Sağlıklı yaşam > Tüm metinler Yazıda değinilen başlıklar: 1. İleri ve orta yaş için güç egzersizinin faydaları nelerdir? 2. Güç egzersizleri daha fit ve kuvvetli olmamızı sağlar 3. Güç antrenmanının kemiklere ve kas kütlesine faydası 4. Güç antrenmanı sayesinde kilo vermek 5. Fonksiyonel beden mekanizmalarına katkısı 6. Kronik rahatsızlıklara karşı güç antrenmanı 7. Enerji seviyesini arttırır ve ruh halini dengeler 8. Kardiyovasküler faydası Bu yazıda estetik kaygıları bir kenara bırakıp güç ve rezistans egzersizlerinin özellikle orta ve ileri yaş grup bireylerin sağlıkları üzerindeki olumlu etkilerine değineceğiz. İlgili kurumlar İmtad Sinerji Fizik Tedavi Devas Home Lifts İlgili diğer yazılar Özel Sağlık Kabinleri / Evde sağlık hizmetleri Bunamayı engelleyebilir ya da yavaşlatabilir miyiz? İkinci Bahar Akademisi İleri ve orta yaş için güç egzersizinin faydaları nelerdir? Güç, ağırlık egzersizlerinin orta ve ileri yaş grupları için birçok faydası bulunmaktadır; Bu faydaları kısaca, güç kazanımı, kas kemik yapısının korunması, yaşlanma etkilerine karşı direnç kazanmak, sağlıklı bir kiloda kalmak, bedensel fonksiyonları, denge yetisini dinç tutmak ve kardiyovasküler yapıyı korumak şeklinde özetleyebiliriz. Güç egzersizleri daha fit ve kuvvetli olmamızı sağlar Direnç yani güç egzersizlerinin başlıca faydası elbette adından da anlaşılacağı üzere güçlenmeyi sağlamasıdır. Güçlenme özellikle ileri yaşlarda gündelik hareketleri gerçekleştirmek için her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir olgudur. Reziztans egzersizi de denen güç egzersizleri iki ana gruba ayrılmaktadır: • İzometrik reziztans: İzometric direnç çalışmasında kaslar hareketsiz bir objeye karşı direnç gösterir tıpkı push up (şnav) faaliyetinde ellerimizi yere koyup, yerden destek alarak vücudumuzu yukarıya kaldırdığımızda olduğu gibi. • İzotonik güç egzersizi: halter ya da dumbel (halter) kaldırırken olduğu gibi kaslar hareketli bir nesneyi manipüle etmektedir. Söz gelimi direnç lastikleriyle yapılan çalışma izotonik bir reziztans egzersizidir. Güç antrenmanının kemiklere ve kas kütlesine faydası Yaşlanmanın etkisi kendisini oldukça erken bir yaşta gösterir. 30 yaşından itibaren düzenli olarak kas kaybetmeye başlarız. Yılda yüzde üç ila beş oranında. Elbette kas kaybetme oranı yaş ilerledikçe artabilmekte ve yalnızca gündelik yaşamı zorlaştırmakla kalmayıp bir takım risk faktörlerini de tetiklemektedir. Düzenli olarak güç antrenmanı yapmak, söz gelimi haftada otuzar dakikadan iki seans olarak, fonksiyonel performansı iyileştirmekte, kemik yoğunluğunu, yapısını ve beden gücünü korumaya yardımcı olmaktadır. Kas egzersizleri sayesinde kas kütlemizi koruyabilir böylece kemik, eklem ve kas sağlığımıza katkıda bulunmuş oluruz. Güç antrenmanı sayesinde kilo vermek Kardiyo yapmak, pedal çevirmek ya da koşmak kalori yakmak için birebir faaliyetlerdir. Ama yüksek miktarda kalori yaktırmasa da güç egzersizleri de kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Diğer bir adıyla direnç egzersizi, dinlenme metabolizmasının hızını arttırmakta, başka bir deyişle fiziksel aktivite yapmadığımız anlarda eğer düzenli olarak direnç egzersizi yapan biriysek, bu egzersizler sayesinde bedenimizin egzersiz yapmadığımız anlarda kalori yakma hızı artmakta. Sağlam ve düzenli bir güç antrenmanı egzersiz sonrası oksijen tüketimini, yani kalori yakma hızını arttırmakta. Direnç egzersizi sonrası dinlenme metabolizması kardiyo ya da bisikletten sonra olduğundan çok daha uzun süre aktif kalmakta. Obezite dergisinde yayımlanan 2017 tarihli araştırmada güç egzersizi yapanlarla, aerobik yapanlar ve diyet yapanlar üç grup halinde karşılaştırılmışlardır. On sekiz ay süren gözlem sonucunda haftada dört defa rezistans egzersizi yapanların diyet yapanlar grubundakiler ve aerobik yapanlar grubundakilere oranla daha fazla kilo verdiği gözlemlenmiştir. Fonksiyonel beden mekanizmalarına katkısı Direnç antranmanı aynı zamanda denge, koordinasyon ve postür için de faydalıdır. Zayıflamış koordinasyon ve kas kütlesi nedeniyle düşme riskinin daha yüksek olduğu yaşlı bireylerde düzenli yapılan direnç antrenmanı düşme riskini hatırı sayılır oranda azaltmaktadır. Denge ve kas gücü bir ekip halinde işlemektedirler. Birinin sağlam olabilmesi için diğerinin de sağlam olması şarttır. Kaslarımız ne kadar güçlüyse denge becerimiz de o oranda gelişkindir. Kronik rahatsızlıklara karşı güç antrenmanı Yürütülen araştırmalar güç egzersizlerinin kronik rahatsızlığı olan kişilere iyi geldiğini saptamıştır. Söz gelimi güç antrenmanı yapmak artritis kaynaklı ağrıyı azaltmakta oldukça etikilidir. Güç antrenmanları Tip 2 diyabet hastalarının şeker seviyelerini kontrol altına alma konusunda da yardımcı olmaktadır. Enerji seviyesini arttırır ve ruh halini dengeler Direnç egzersizi beynin salgıladığı doğal bir opiyat olan endorfin seviyesini arttırır. Endorfin, bilindiği üzere, enerji veren ve halet i ruhiyeyi düzenleyen bir hormondur. Araştırmalar direnç egserzileriyle nörokimyasal ve nöromüsküler ilişkiyi ve beyindeki pozitif etkisini doğrulamaktadır. Ayrıca yine araştırmalar direnç egzersizlerinin uyku kalitesini arttırdığını da kanıtlamıştır. Kardiyovasküler faydası Yukarıda sıralanan tüm faydalarının yanı sıra güç egzersizleri kan basıncını düzenler, hipertansiyon ve kalp krizi risklerini de azaltır.