
Yazıda değinilen başlıklar:
1. Beyin-bağırsak bağlantısının anatomisi
2. Stres ve olumsuz duyguların bağırsak üzerindeki etkileri
3. GI beslenme konusunda beden-zihin yaklaşımı ve diğer yaklaşımlar
20. yüzyılda tıbbın, beden sistemini daha iyi anlamak için vücudu farklı bölümlere ayırması isabetli bir adım oldu. Bununla birlikte, bugün giderek, vücudun farklı sistemlerinin birbirine bağlı olduğunu ve tamamen izole edilemediğinin farkına varıyoruz. Beyin bağırsak bağlantısı bu fenomenin çok önemli bir örneğidir.

Beyin-bağırsak bağlantısının anatomisi
Beyin ve bağırsak arasındaki bağlantı tam olarak nedir? Beyin, sempatik (“savaş ya da kaç”) sinir sistemi ve parasempatik (“dinlenme ve sindirim”) sinir sistemi yoluyla sindirim veya gastrointestinal (GI) sisteme sinyal gönderir. Bu iki girişten gelen sinyallerin dengesi, gıdanın sindirim sisteminden geçme hızını, besinlerin emilimini, sindirim sularının salgılanmasını ve sindirim sistemindeki iltihaplanma seviyesini etkileyebilir. Sindirim sistemi ayrıca GI kanalının içinde ve çevresinde yaklaşık 100 milyon sinir hücresinden oluşan kendi sinir sistemi olan enterik sinir sistemine sahiptir. Enterik sinir sistemi sempatik ve parasempatik sinir sistemlerinden girdi alır ancak bunlardan bağımsız olarak da işlev görebilir. Enterik sinir sistemi de milyonlarca bağışıklık hücresi ile yakından bağlantılıdır. Bu hücreler sindirim sistemini araştırır ve midenin şişkin olup olmadığı veya GI yolunda enfeksiyon olup olmadığı veya kan akışının yetersiz olup olmadığı gibi bilgileri beyne geri aktarır. Böylece, beyin ve GI sistemi her iki yönde birbiriyle iletişim kurar.
Stres ve olumsuz duyguların bağırsak üzerindeki etkileri
Bu güçlü beyin-bağırsak bağlantısı nedeniyle, stres ve anksiyete, üzüntü, depresyon, korku ve öfke gibi çeşitli olumsuz duygular GI sistemini etkileyebilir. Bu tetikleyiciler, GI yolunun hareketlerini ve içindeki içeriği hızlandırabilir veya yavaşlatabilir; sindirim sistemini şişkinlik ve diğer ağrı sinyallerine aşırı duyarlı hale getirmek; bakterilerin bağırsak astarını geçmesini ve bağışıklık sistemini etkinleştirmesini kolaylaştırır; bağırsaktaki iltihabı arttırmak; ve bağırsak mikrobiyotasını (bağırsakta bulunan bakteri türlerini) değiştirebilir. Bu nedenle stres ve güçlü duygular, enflamatuar bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit), irritabl bağırsak sendromu (IBS), gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) ve gıda alerjileri ve duyarlılıkları gibi çeşitli GI durumlarına katkıda bulunabilir veya bu durumları kötüleştirebilir. GI sistemindeki negatif değişiklikler daha sonra beyne geri beslenerek kısır bir döngü yaratabilir. Örneğin, son araştırma bulguları bağırsak iltihabının ve bağırsak mikrobiyomundaki değişikliklerin vücutta derin etkileri olabileceğini ve yorgunluğa, kardiyovasküler hastalığa ve depresyona yol açabildiğini göstermektedir.
GI beslenme konusunda beden-zihin yaklaşımı ve diğer yaklaşımlar
Bu güçlü zihin-beden / beyin-bağırsak bağlantısı göz önüne alındığında, meditasyon gibi zihin-beden egzersizlerinin, konsantrasyon çalışmalarının, nefes egzersizlerinin, yoganın ve bağırsaklara yönelik hipnoterapinin, GI semptomlarını iyileştirmede, ruh halini dengelemede ve kaygıyı azaltmada etkili oldukları gözlemlenmiştir. Bu gibi uygulamalar sempatik sinir sistemini nemlendirmekte, parasempatik yanıtı arttırmakta ve iltihabı azaltarak vücudun stres tepkisini azaltmaktadırlar. Yine son bulgular bizlere, bazı gıda türlerinin kimi hassas bireylerin bağırsaklarında spesifik reaksiyonları tetikleyebileceğini göstermekte. Bu durumlarda, belirli diyet izlemek, örneğin düşük FODMAP IBS için veya GERD için asidik gıdalardan kaçınmak, semptomların kontrol altına alınmasında yardımcı olabilmekte.
Doğru bir diyet ayrıca bağırsak mikrobiyomunu da dengeleyebilir. Örneğin, az rafine karbonhidrat içeren ve çok az kırmızı et içeren veya hiç et içermeyen daha bitki bazlı bir diyet genellikle daha sağlıklı bir mikrobiyom sağlar. Böylesi bir diyet bağırsak iltihabını azalttığı gibi yorgunluk veya depresyon gibi sistemik semptomları ve kardiyovasküler hastalık riskini de azaltabilmektedir.